Yavru kuşlarımız, uçtuktan
ve anneden ayrıldıktan sonra kritik bir döneme girerler. Bu dönem, onların tam
tüye geçiş zamanlarına rastlar. Bu esnada hayli yavru kaybedebiliriz. Bu esnada
kuşlar zayıflar, tüylerini kabartır ve şişerler. Bacaklarından adeta kan
çekilir, hatta öldükten kısa bir süre önce üst gagaları morarır. Bazen ölmeden
önce de bu morarma başlar. Berbat bir durumdur. Onca emeklerimiz ve
sevdiklerimiz, umutlarımız geçer gider.
Bunun sebebi
megabakterilerdir. Bu ismi almalarının sebebi 100 defa büyüten bir mikroskopla
dahi kolayca görülebilmeleridir.
Korunma için:
Kalabalıktan kesinlikle
kaçınmalıyız. Yani 80x40x40 ebadında bir
kafese en çok 5 yavru koymalıyız.
Sularını her gün
değiştirmeliyiz.
Temizlik kesin şarttır.
Bunu unutmamalıyız.
Koksidiyoz kontrolü
şarttır. Bunu mesela ESB3 ile sağlayabiliriz.
Litreye 15ml elma sirkesi,
suyun pH’ını düşürmek bakımından tavsiye edilir.
Lesitin, methionin gibi
gerekli aminoasit ve vitamin takviyeleri
şarttır. (Ben Necton-E kullanıyorum)
Prebiotik takviyesi
gereklidir ( Tarımsan’ın Di-a-zyme adlı ürününü kullanıyorum)
Daha bilimsel olsun diye bunların prospektus bilgilerini verecek değilim. Göz
boyamaya gerek yok, merak eden arkadaşımız bulup okuyabilir.
Tedavisi için
Kuşlar sıcak ve stresten
uzak bir bölüme konur.
Tylan tedavisi cevap
verebilir.
İkincil bakteri hücumları
ve bunun sonucunda karışık enfeksiyonlar olasıdır.
Ben, daha radikal bir
yöntem kullanıyorum. Çok hızlı tesirli bir antibiyotik olan ampisilin’i
(500’lüt flakon) ilk gün hücum dozu 10 iu (çok ince uçlu insulin enjektörü ile)
kas içi, sonraki beş gün boyunca 8 saat arayla 5 iu, enjekte ediyorum.
Penisilin allerjisi olanlar dışında, kesin tedavi oluyorlar.
Veteriner
arkadaşlarımız kusurum olduysa lütfen düzeltip beni de bilgilendirsinler. Ama
ben de bu bilgiyi KNBB Klübün Onze
Waterslagers adlı
dergisinin 2006 Ocak-Eylül sayısındaki Dr Peter Coutteel’in bir makalesinden
doğrulayarak yazdım. Yani bu bir çeviri değildir ama kontrol ettim
Ruhi SARUHAN